Boş Bilen Kadın der ki: Sevin ve Sevilin!

28.4.14

En Sevdiğim Atasözlerimiz:

- Deli deliyi görünce sopasını indirirmiş! (Özellikle Discovery ID izlerken sık sık aklıma geliyor.)
- Elinde çekiç olan her şeyi çivi görürmüş. (Bunu IK Sitelerinde görüyorum)
- Kirpi de yavrusunu pamuğum diye severmiş. (Bu da benim kendimi sevme şeklim)


24.4.14

Gölgesinde Dinlenecek Bir İlişki

Tüm ilişkilerimi özetlersem şu sonuç çıkabilir:

- Hevesi kursağımda kalanlar: Başlamadan bitenler
- Başlayıp, ne idüğü belirsiz bitenler: Bunlar başlayıp bir anda hızlıca ve garip bir şekilde bitenler
- Çek sündür ettiklerim: Bunlar da yıllar boyunca devam eden ama hiç bir yere ulaşmayanlar

Fark ettiyseniz doyuma ulaştığım bir ilişki yazmamışım ki tüm hayatım boyunca bunu aramama rağmen.... Uzun süreler boyunca düşündüm neyi eksik ya da hatalı yapıyorum diye. Acaba sevmeyi mi bilmiyordum ya da sevilmiyor muydum? Sevgiler bir gün gelip de pıt diye tükenir miydi yoksa?

Gerçeği gözüme bir pembe dizi serdi ve ben o gün Budha kadar olmasa da aydınlandım. İlişki bir tohum gibi. Beraber dikiyorsun, gözün gibi bakıyorsun ve ihtiyaçlarını karşılaman gerekiyor büyümesi için. Her tohum beraber gerçekleştirilecek bir rüya, bir hayal, bir istek. Bazen tohumu yanlış mevsimde dikiyorsun, bazen sulamıyorsun... Bazen de sen çınar ektiğini düşünürken, partnerin elma diktiğinizi sanıyor. Sonra bir bakıyorsun meğer bir bezelye dikmişsiniz. 

Ortak bir rüya, bir amaç, ortak gerçekleştirilecek bir anlam olmadıkça bir ilişki gelişmiyor, eksik kalıyor ve bir gün gelip tükenip gidiyor...

Tabi şöyle bişi de yapmayın, ayıp yahu:


17.4.14

Bu Resimde Anlatılmak İstenen: Fotoğraftan Önce, Vesikalık Çektirmek

İnsanlar eskiden de resmi işlemlerinde resim verirlermiş. Tabi fotoğraf icat olunana kadar boy boy yağlı boya tablolarını devlet dairelerine taşıyarak kol kası yapmışlar. - Zengin olanlar 2 adam boyundaki tablolarını taşıttırmış haliyle! - 

Şimdi ne zaman fotoğraf çektirseniz hapis kaçkını gibi görünüyorsunuz ya; heh o işte yeni bir mevzu değil. Eskiden de böyleymiş. Yani yağlı boya da olsa, dijital baskı da vesikalıklarda hep hapis kaçkınıymışız. 

Bakın bu da Van Gogh'un 10 kişiyi öldürdükten ya da bir kulağını kestikten sonraki vesikalığı....

12.4.14

Bu Resimde Anlatılmak İstenen: Statik Elektriğin Gücü

Yaşlı ve bilge adam genç bir oğlanla eğlenmektedir:
- Ayaklarımı halıya sürttüm bak şimdi seni çarpıcak elektrik görücen!

9.4.14

Hikayenin Aslı: Pinokyo!

Bazı bazı güzel hikayeler dinliyoruz. "Adam ne güzel uydurmuş" demiyoruz da kibar olma adına "ne yaratıcıymış vay vay vay" deyip geçiyoruz.

Geçen 9Gag da gördüm meğer bizim mini deniz kızı hikayemiz bir gay aşkını anlatmaktaymış. (9gag yalancısı olma hali). Bu da bana farklı şeyler düşündürdü, aslında masum sandığımız bu hikayelerin altında yatan gerçek neymiş. (Deniz kızı hikayesinin aslını gidin kaynaktan araştırın aynısını yine yazamam, üşenirim).

Elim ilk Pinokyoya gitti. Meğer ki Pinokyo, çocuğu olmayan bir adamın bir kedi edinmesi ve kedi sevgisinin çocuğun yerini tutabileceği ile ilgiliymiş. Kedi dediğin hep oyun oyun oyun, farenin peşinden gidip başına gelmedik kalmaması, kuyruğun beladan çıkmaması falan. Bakın cuk oturuyor!